10 Ağustos 2006

Fenerbahçe Maçları

Önceki yıllarda olduğu gibi bu yıl da Şükrü Saraçoğlu'undan kombinemizi aldım. Bu yıl Maraton Üst tribünden Fenerium Üst'e geçtim ve iki tane kombine aldım. Gidebileceğimiz tüm maçlara Burcu ve Can ile beraber gitmeye çalışacağız. Ayrıca beraber gitmek istediğim kişiler için de bir yerim olacak. Paramız olur da bu yeri Can büyüyünceye kadar alabilirsem baba oğul fenerbahçe'nin tüm maçlarına beraber gitmek isterim.

İlk maçımız Kayseri Erciyes'e karşıydı. Aslında can'la ilgilenmekten maça pek konsantre olamadım. Önümüzdekiler oturmayı pek sevmediklerinden maçın büyük bir kısmını ayakta izledik.

Her yerde görüp okuyacaklarnızı yazmak istemiyorum. Görebildiğim Fenerbahçe'nin geçen yıllara göre daha istekli oluşu idi. Zico savunma dörtlüsü ve önlibero dışındaki herkesi serbest oynatıyor gibi geldi. Takımın saha içindeki lideri Alex olmuş nihayet. Appiah oyundan atılınca Zico onu yanına çağırdı ve saha içi organizasyonundaki değişiklikleri anlattı. O da takımın sahadaki dizilişini düzenledi. Ayrıca Tümer ve Alex'in mükemmel paslaşmaları sonucunda attıkları golden sonra birbirlerine sarılarak kolkola taraftara koşması beni sevindirdi.

İkinci maç Dinamo Kiev. Aslında televizyondan seyrettiğim maçlarla ilgili yorum yapmayacağım. Çünkü bence futbolun büyük bir bölümü televizyonun gösterdiğinin dışında oynanıyor. Ama konsantrasyon eksikliğinden yenilen ilk saniye golü Fenerbahçe'nin antrenör olarak kim gelirse gelsin, oyuncu olarak kim oynarsa oynasın avrupa kupalarında hiçbir zaman şansının olmayacağını gösteriyor. Yanılmayı çok ama çok isterim ama şampiyonlar ligini sadece televizyondan izleyebileceğiz galiba.

Bir gözlem daha. Ben de dahil Fenerbahçe taraftarı, taraftar olma işini ve Fenerbahçe sevgisini Fenerbahçe'nin kendisinden daha fazla seviyor. Bu konuda bir yazı kaldırır herhalde.

1 yorum:

Zafer Karkac dedi ki...

Hani "No comment" lafı vardır ya, benim için tam burası orası işte.